Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) dün Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında asgari faiz zorunluluğunu kaldırdı. Bankaların Türk Lirası (TL) dönüşümlü kur korumalı hesaplara düşük faiz vermesinin önü açıldı. Peki bu düzenleme, KKM’ye ilgiyi azaltacak mı?
Bankaların KKM hesaplarına en az politika faizi kadar faiz vermeleri zorunluydu.
Yeni kararla birlikte bankalar kur korumalı hesaplara politika faizinin (%30) altında faiz verebilecek.
Bu hamleyle standart TL mevduat desteklenirken, KKM’ye verilen faiz artık eskisi kadar cazip olmayacak.
TCMB, standart TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmayı hedefliyor. KKM’den çıkışın ise zamanla gerçekleşeceği öngörülüyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre KKM büyüklüğü 15 Ağustos’ta 3 trilyon 410 milyar TL ile zirvesine ulaştı.
Aradan geçen bir ayda ise KKM büyüklüğü 101,4 milyar TL azalarak, 15 Eylül itibarıyla 3,31 trilyon TL oldu.
Yeni düzenlemeyi BBC Türkçe’ye değerlendiren Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu, “Bankalar bu saatten sonra KKM’ye yüksek faiz vermez” diyor.
Babuşçu sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bankalar KKM’ye politika faizinin (% 30’un) altında faiz veremiyordu. Şimdi %30’un altında verebilme hakları doğdu…
“Diyelim ki banka yeni kararla birlikte %15 faiz oranı belirledi ancak kur artışı % 25 oldu. Bu durumda %25’in tamamını banka ödeyecek. Ancak eğer politika faizinin üzerinde kur artışı olursa, politika faizi üzerindeki farkı Merkez Bankası ödeyecek.”
Babuşçu’ya göre bir döviz krizi yaşamamak için KKM’ye ilginin azalması gerekiyor.
Babuşçu, KKM kapsamında devletin vatandaşlara 130 milyar dolarlık bir döviz borcu olduğunu ancak rezervlerin bunu karşılamadığını hatırlatıyor:
“130 milyar dolarlık KKM sahipleri vade geldiğinde paralarını dolar olarak istedikleri takdirde, Merkez Bankası 130 milyar dolar ödemek zorunda. Fakat 130 milyar ödeyecek bir döviz rezervi yok, rezerv ekside zaten. Bir döviz krizine girmemek için, ‘Bizden döviz istemeyin, TL isteyin verelim’ diyorlar.”
“MB döviz rezervleri eksi değil de 300 milyar dolar olsa, yarın sabah çıkarır ödersiniz, rezervler 300’den 170’e düştü dersiniz ama böyle bir rezerv olmayınca, çeşitli yöntemler bulup vatandaşların TL’ye dönmesini sağlamak gerekiyor.”
Hafize Gaye Erkan döneminde 1650 baz puan faiz artırımı
Merkez Bankası Hafize Gaye Erkan başkanlığında daha önce de KKM’ye ilginin azalmasına yönelik adımlar atmıştı.
Ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında KKM hesapları aleyhinde düzenleme yapıldı, Eylül ayında TL payı artış hedefi yükseltildi.
KKM hesaplarının TL mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi ve bu düzenlemelerin etkisiyle KKM’lerin payı geriledi.
Öte yandan Merkez Bankası geçen hafta politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 30’a yükseltti.
Böylece Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankası Başkanı olduğu dönemde toplam 1650 baz puan faiz artırımına gidildi.
Eski ekonomi yönetimleri, TL mevduatı artırmaya yönelik bir hamle olarak görülen faiz artışına şiddetle karşı çıkıyordu.
Prof. Dr. Şenol Babuşçu, faiz artırarak sadece döviz mevduatı azaltmanın değil, aynı zamanda enflasyonu düşürmenin de hedeflendiğini söylüyor:
“Mevduatın TL’ye dönüşümü için çaba gösteriyorlar. Sadece TL mevduatı artırıp dövizi azaltmak için değil aynı zamanda enflasyonu düşürmek için de faiz artırıyorlar.”
‘Alınan kararlar doğru ama çok yavaş’
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan dün İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi Merkez Bankaları Forumu’nda konuştu.
Erkan, Merkez Bankası’nın son dönemdeki düzenlemelerinin TL mevduat payının artırılmasını hedeflediğini söyledi:
“Öncü göstergeler, yerli ve yabancı yatırımcıların portföylerindeki Türk Lirası varlıkların payını artırmaya başladığına işaret etmektedir. Türk Lirası varlıklara yönelik yerel ve uluslararası talebi arttırmaya kararlıyız.”
Babuşçu ise “Bence algı yönetimini çok iyi yapıyorlar, varlıklarda çok ciddi bir değişiklik yok” diyor:
Öte yandan 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP) büyüme beklentilerindeki düşüş, enflasyon beklentilerinde artış yaşandı. 2024 enflasyon tahmini % 13,8’den % 33’e yükseldi.
“Atılan adımlar doğru ancak çok yavaş” diyen Babuşçu’ya göre, 2024 yılında %33 enflasyon hedefine varılması imkansız:
“Faizler arttıkça insanlar tüketime değil tasarrufa yönelecek. Fakat enflasyon almış başını gitmişken, faiz çok yavaş artırılıyor. Adımlar yavaş atılınca enflasyona çare olmuyor.
“Ben olsam faizi Haziran ayında 8,5’dan 30-35’e çekerdim. Fakat onların önünde önlerinde bir engel var: yerel seçimler. Seçimler nedeniyle biraz yavaş gidiyorlar. Tabii ki eski yönetime göre Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan’ın liyakatleri de çok iyi.”
“Bana göre 6 ay yavaş gidecekler ama Nisan 2024’ten itibaren enflasyon tedbirlerini çok sert uygulayacaklar. Enflasyon yıl sonunda % 75’i geçecek, Haziran 2024’te % 90’ı geçecek. Tahminen, 2024 sonunda 90’dan 45-50’lere düşürecekler. % 33 hedefini gerçekleştirmeleri imkânsız.”